Bizim mutfağa ziyarete gelen herkes önce etrafa bir bakar. Hemen ardından tezgaha yönelir. İlk yaptığı şey ya havana dokunmak ya da iki eliyle havanı kaldırmaktır.
Havan benim mutfaktaki elim ayağım. Bir sarımsağı iki vuruşta püre yapabilmenin keyfini bir süredir herkesle paylaşmak istiyordum.
Programı izleyen teşebbüs kabiliyeti yüksek hayranlardan biri sayesinde kendimizi Refika’dan markasını yaratma yolculuğunda bulduk diyebilirim.
Nasıl mı oldu?
TV programını izleyen Mahmut Bey ve eşi Elif Hanım mermer havandan almak isterler. Böyle bir havan bulamayınca, kendi kanımca küçük bir mucit olan, babaları Erdoğan Bey’den rica ederler. Kendisi bir tane yapar. Evlerinde kullanmaya başlayınca gelen giden istemeye başlar. Bunun üzerine Refika’nın havanı olarak internette satışa koyarlar. Bu vesile ile onlarla tanıştık ve bu fikir üzerine çalışmaya başladık.
Havanın o günkü modelini evirdik, çevirdik, üzerinde çalıştık. Ergonomisi iyi, taşınabilir ağırlıkta ama yine de çok okkalı bir hale getirdik. Havanın tokmağı ise 4 farklı denemeden sonra nihai boyuna ulaştı. Havanın kullanımında makina kullanılsa da büyük kısım işçilik el ile yapılıyor.
Havanı tasarlarken ağız genişliği, derinliği, nereye kadar tırtıklı olması, neresinden sonra düz hatta kaygan olması gerektiği, kulaklarının kalınlığı, şekli, oturduğu yüzey alanı, tokmağın şekli, uzunluğu gibi ince detaylarla ilgilendik.
Umarım hoşunuza gider.